DÜNYA ÜZERİNDE HÂLEN AYAKTA OLAN TEK HEKATE TAPINAĞI: STRATONİKEİA KENTİ KUTSAL ALANI LAGİNA

Antik dönemlerde Frigya ve Karya uygarlıkları açısından büyük öneme sahip olan tanrıça Hekate’ye adanmış bir tapınak, Türkiye’de Muğla ilinin Yatağan ilçesinde bulunmaktadır. Şu anda dünyada Hekate’ye adanmış ve hâlen ayakta olan tek tapınak olduğu için bütün dünyadan ziyaretçi çekmektedir. İlk kez 1891’de başlayan kazılar, günümüzde hâlen devam etmektedir.

Hekate’ye adanmış Lagina Kutsal Alanı

Mitolojide Hekate

Hekate Olimposlulardan önce var olmuş bir tanrıçadır. Bir Titandır, Perses ve Asteria’nın kızıdır. Asteria kelime anlamı olarak ‘yıldızlı olan’ , Perses ise ‘yok edici’ demektir. Grek edebiyatında en erken kayıtları Hesiodos’un Teogoni’sinde yer alır (MÖ 8. yy). Hekate insanlığa yardım eder ve onları korur. Titanlarla olan savaşında Zeus’un tarafında olan tek Titandır, bu yüzden diğer Titanlar gibi hapsedilmemiş, savaştan önce sahip olduğu üç dünya üzerindeki hakimiyetini savaştan sonra da devam ettirmiştir.

Savaş sonrası kurulan yeni düzende Zeus gökyüzünü, Poseidon denizleri, Hades yeraltı dünyasını yönetmeye başlamıştır fakat Hekate’nin üç dünya üzerindeki hakimiyetine dokunulmamıştır. (1) Türkiye’de Bergama Zeus Sunağı’ndaki kabartmada Hekate, Titanlarla savaşırken resmedilmiştir.

Hekate’nin kelime anlamı “iradesini hakim kılan, hedefi vuran, seçim yapan”dır. Hayatta seçim anı geldiğinde iradenin yardımıyla doğru kararları verebilmeyi simgeler. Sıfatları arasında Chthonia (Yeraltının Hanımefendisi), Crataeis (Güçlü Olan), Enodia (Yolda Olan), Propylaia (Sınırları Koruyan), Phosphoros (Işık Getiren), Soteira (Kurtarıcı), Trivia (Üç Yolun Tanrıçası), Kleidouchos (Anahtarların Sahibi), Tricephalus (Üç Başlı) sayılabilir.

Hekate’nin Titanlarla Savaşı-Zeus altarı, Bergama, Türkiye.

Bazı tasvirlerinde Hekate, aynı kaide üzerinde duran sırt sırta vermiş üç kişi olarak gösterilir. Yol ayrımları ve kavşaklara heykelleri konan Hekate’nin Trivia ve Tricephalus sıfatları bu üçlü tasvirle ilgilidir. Ellerinde meşaleler, anahtar, bıçak, bazı gösterimlerinde ise yılan tutar.

Işık Getiren sıfatı Hekate’nin elindeki meşalelerle ilgilidir. Meşale, karanlığı aydınlatan ışığın sembolüdür, Grekler Hekate’nin bilgeliği getirdiğini düşünürlerdi. Çeşitli mitolojik öykülerde Hekate, karanlıkta kalan kahramanlara elindeki meşalelerle yol gösterir. Elindeki anahtardan dolayı Anahtarların Sahibi sıfatında ise anahtar, Hekate’nin koruyucu rolüne atıfta bulunur, kutsal bilgiye giden kapıların anahtarı Hekate’nin elindedir. Orfik ilahiler onu “bütün Evrenin anahtarlarının sahibi Kraliçe” olarak tanımlar.

Elindeki bıçakla Hekate, gerekli olmayan ve gerçek olmayan her şeyi kesip atar. Zamanı geldiğinde doğru kararı verebilmeyi, gereksiz olan şeyleri hayatımızdan bıçak gibi kesip atmayı simgeler. Gerçek olanla hayal olanı, kalıcı olanla geçici olanı bıçak keskinliğiyle ayırt edebilmeyi gösterir. (2)

Üçlü formunda Hekate

Sınırları Koruyan ve Kurtarıcı sıfatlarından dolayı Hekate’nin bütün kötülükleri uzakta tuttuğuna inanıldığı için antik dönemlerde heykelleri kapıların ve girişlerin önüne konulurdu. Antik Grek vazolarında Hekate yanında köpeklerle resmedilmiştir. Dişi köpek ve dişi kurt Hekate’nin sembollerindendir.  Köpekler gece uluduğu zaman Hekate’nin dolaşmaya başladığı söylenir. Hades’in üç başlı köpeği Cerberos’un yeraltı dünyasını koruması gibi, Hekate’nin köpekleri de gizemleri korur. Yeraltının Hanımefendisi sıfatı onun bilinmeyenlerle ve gizemlerle ilişkili olduğunu gösterir.  Tanrıça, yeraltı kavramıyla ilişkili olmasına rağmen, bu kavram ceza verilen bir yeri ifade etmez. Kişinin saflaşmak, iyileşmek ve yeniden doğuma hazırlanmak için gittiği tanrıçanın rahmini simgeler.

Mitolojideki diğer tanrılar arasında işlev olarak Hekate’ye en yakın olan Hermes’tir. İkisi için de mağaralar kutsaldır, ikisi de iç ve dış yolculuklarda ruhlara yol göstermekle ilişkilidir. Geçişleri, dönüşümleri onlar yönetir. Ne yapacağını bilemeyen, kaybolan ruhlara onlar yol gösterir. Lagina Kutsal alanının sembolojisine geçmeden önce Hekate’nin Hermes ile olan bağlantısına göz atmak faydalı olacaktır.

Hekate’nin Hermes ile Bağlantısı

Hermes ve Hekate, saklı olan bilgiyle ilişkilidir. Hekate’nin modern çağda en bilinen özelliği büyünün tanrıçası olmasıdır. Grek Maji Papirüslerinde Hermes ile birlikte adı en çok geçen tanrıçadır. İkisi de saklı olan bilginin kademe kademe insanlığa aktarılmasıyla ilişkilidir.

Başka bir ortak yönleri de yolculara yol göstermeleridir. Herma denilen Hermes totemlerine benzer şekilde Hekate heykelleri yol ayrımlarına ve kavşaklara konulurdu. Hermes’in ve Hekate’nin yolculuk yapanları koruduğuna inanılırdı.

Aynı zamanda Hekate’nin Hermes gibi ruhlara   yol gösteren yönü vardır. Bunu Persephone ve Hades öyküsünde görürüz. Persephone Hades tarafından yer altı dünyasına kaçırıldığında Demeter bütün dünyada kızını aramış ama bulamamıştı. Kızını bulabilmesi için Demeter’e her şeyi gören güneş tanrısı Helios ile konuşması gerektiğini söyleyen Hekate idi. Helios Demeter’e kızının Hades tarafından yer altı dünyasına kaçırıldığını söylemişti. Daha sonrasında Zeus ile Hades’in yaptığı anlaşma gereği Persephone’nin Hades’in yanına altı ayda bir her gidişinde ona arkadaşlık eden ve yer altı dünyasında yol gösteren Hekate olmuştur.  Hekate, Hermes dışında üç dünya arasında dolaşabilen tek kişidir. (3) (Resimde, başında taç ile gösterilen Persephone’ye Hermes ve ellerinde meşalelerle Hekate yol göstermektedir.)

Persephone Hades ile yer altı dünyasına giderken Hermes ve Hekate yol göstermektedir.

Hermes ve Hekate, Herakles’e yer altı dünyasında Cerberos’u yakalaması görevinde yol göstermektedir.

Arınmayla ilişkili bir tanrıça olarak Hekate, Orfik ilahilerde bütün tanrıların üstünde tutulmuştur. Sonuç olarak Hekate kültü bütün Grek dünyasına yayılmıştır. Grek uygarlığındaki en önemli kült merkezleri Lagina, Sparta, Eleusis ve Atina’dır. (4)

Eskişehir Arkeoloji Müzesi’nde bulunan ve Frig dönemine ait Hekate heykelciklerinin çokluğu Frigyalılar ve Karyalıların Hekate’ye verdikleri büyük önemin bir kanıtıdır. Frig Vadisi içinde kalan Eskişehir ve çevresinden pek çok Hekate heykelciği çıkarılmıştır. Bu da, bu topraklarda Hekate kültünün ne kadar yaygın olduğunun bir göstergesidir. Friglerde ana tanrıça olan Kibele Ay’ın görünen yüzüyken, Hekate Ay’ın karanlık yüzüdür. Zıt olan ama birbirini tamamlayan enerjileri temsil ederler.

Kibele ve Hekate

ANTİK LAGİNA KUTSAL ALANI VE HEKATE

Antik Lagina kutsal alanı Karya uygarlık merkezlerinden birisi olan Stratonikeia kentine bağlıdır. Güneybatı Anadolu’da yer alır. Büyük Menderes (antik adı Maiandros) nehri ile Dalaman (antik adı İndos) çayı arasında kalan bölgenin Antik Çağ’daki adı Karya’dır. Bu ismin bölgeye yerleşen Kar’lardan geldiğine inanılmaktadır. Kökeni MÖ 1000’lere dayanan bu halkın nereden geldikleri tartışmalıdır. Yunan tarihçiler Herodotos ve Thukydides Karyalıların Ege adalarında Girit Kralı Minos’un egemenliğinde yaşayan ve daha sonra Asya topraklarına göç eden bir topluluk olduklarını söylemektedirler. Herodotos başlangıçta “Leleg” adını taşıyan halkın zaman zaman donanmasıyla Girit Kralı Minos’a hizmet ettiğini; Dorlar ve İyonların Ege Adalarına yayılmaya başlamasıyla da Anadolu kıyılarına geçmeye zorlandıklarını anlatmaktadır. Strabon da bu bilgiyi doğrularken Thukydides buna katılmamakta ve Karyalıların Girit Kralı Minos tarafından göçe zorlandıklarını belirtmektedir.

Herodotos ayrıca Karyalıların, bu görüşleri kabul etmediklerini; her zaman anakarada yaşadıklarını ve hep Karyalı olarak adlandırıldıklarını; ataları Kar’ın, Lidyalıların atası Lydos ve Misyalıların atası Myros ile kardeş oldukları inancına dayanarak, Lidyalıları ve Misyalıları kardeş ulus olarak kabul ettiklerini söylemektedir. Kanıt olarak, Karyalılardan başka sadece Misyalıların ve Lidyalıların girebildiği Mylasa’daki Zeus Karios Tapınağı’nın gösterildiğini ifade etmektedir.

Homeros’a göre Troya’nın güneyinde, Pedasos kentinde yaşayan Lelegler, Troya savaşından sonra güneye göç etmişler ve Halikarnassos ve çevresine yerleşmişlerdir. Pausanias, Leleglerin Karya soyunun bir bölümü olduğunu söylemektedir. Strabon ise Leleglerin Karya’ya asker olarak hizmet ettiklerini ve Yunanistan’a dağılarak soylarının yok olduğunu söylemektedir. Bazı araştırmacılar, Leleglerin Hitit yazıtlarında adı geçen barbar kavim Luvilerle bağlantılı olabileceği görüşündedir. Bu görüş kesinlik kazanmamıştır, çünkü Leleglere ait herhangi bir yazıt bulunamamıştır ve dilleri bilinmemektedir. Karya dili ve yazısı henüz tam olarak çözülmemiş, Hint-Avrupa dil ailesiyle bağı kesinlik kazanmamıştır. Ancak bugüne dek ele geçen yazıt örnekleri, bu dilin hece sistemine oturmayan alfabetik bir yazıya sahip olduğunu kanıtlamıştır. (7)

Frigya’nın güney batısında bulunan Karya uygarlığında ise yine Hekate karşımıza çıkmaktadır. Birer Karya yerleşimi olan ve MÖ 300’e tarihlendirilen Lagina ve Stratonikea kentleri özellikle Hekate kültü barındıran yerlerdir. Karya krallarına verilen bir isim olan Hekatomnos’un anlamı: “Hekate Tapınağı hizmetkârı”dır.  

Karya kralları büyük imar çalışmaları ile Lagina kutsal alanını dini merkez ve buraya 11 km uzaklıkta bulunan Stratonikea kentini de bölgenin siyasi merkezi yapmışlardır. Lagina ve Stratonikea duvarlarında halen mevcut olan yazıtlardan öğrendiğimize göre, bu iki kent birbirlerine kutsal bir yol ile bağlanmıştır.

Lagina ve Stratonikea

Stratonikea’da başlayan kutsal yol propylonda Lagina’ya bağlanır. Hekate için Lagina’da her yıl küçük, dört yılda bir de büyük şenlikler düzenlenmekteydi. Dört yılda bir yapılan Hekatesia-Romania festivali MÖ 81’den itibaren törenlerle kutlanmaktaydı. Yılda bir yapılan ve Hekatesia festivali de denen Anahtar Taşıma Şenliği sırasında şenlik alayı, tapınak anahtarını Lagina’dan Stratonikea’ya götürüp geri getirirdi. Bu hareket Lagina ve Stratonikea arasındaki bağlantıyı ve Hekate’nin yer altı dünyasının anahtarını elinde tutmasını simgelemekteydi. Törende tapınağın anahtarını genç kızlar (kleidophoros) taşırdı, yardımcıları ise erkekti.

Tören için gelen bütün insanlar propylondan geçerek kutsal alana girerlerdi. Törende görevli olanlar doğudaki on basamağı inerek sunak yönüne ilerleyip onlar için ayrılan yerde dururlardı. Töreni izlemeye gelenler ise propylondan girdikten sonra merdivenlerden inmeden hemen soldaki kapıdan stoaya geçer ve oradaki basamaklara oturarak törenin başlamasını beklerlerdi.

Tapınağın Arkeolojisi:  İlk kazı çalışmaları 1891 yılında başlayan Lagina antik kentinin kazı çalışmaları yöneticisi Osmanlı arkeolojisinin “baba”sı olarak kabul edilen Osman Hamdi Bey’dir. Uzun bir ara verildikten sonra arkeoloji çalışmaları Muğla Müzesi tarafından 1993’te yeniden başlatıldı. Günümüzde halen sürdürülen çalışmalar Konya Selçuk Üniversitesi’ne bağlı olarak Prof. Ahmet Adil Tırpan’ın koordine ettiği uluslararası ekip tarafından yapılmaktadır.

Lagina kentinin girişindeki Propylon ve arkada Hekate tapınağı

Stratonikeia’ya bağlı olan Lagina Hekate kutsal alanı, tarıma elverişli, verimli bir arazi içinde, Hekate’ye adanmış dini bir merkezdir. Kutsal alan, Stratonikeia’nın kuzeyinde yer alıp güneyden kuzeye doğru eğilimli geniş bir alan üzerine kurulmuştur.

1: Propylon, 2:Hekate Tapınağı, 3:Sunak, 4: Bizans Bazilikası Kalıntıları, 5: Stoalar

Lagina kutsal alanında propylon (anıtsal giriş kapısı), kutsal yol, altar (kurban ve sunak yeri), peribolos (kutsal alanı çevreleyen duvar), Dorik stoalar ve içinde tanrıçanın heykelinin bulunduğu Hekate Tapınağı bulunmaktadır.

Hekate Kutsal Alanındaki Yapılar

Propylon: Alanın Doğusunda yer alır ve kuzey-güney doğrultusundadır. Dışta yarım daire şeklinde ve üç basamaklıdır (soldaki resim). Yarım dairede iyon tarzı 5 sütun vardır. Ortada bir büyük, yanlarda üç küçük kapı yer alır.

Stoa: Propylondaki üç küçük kapıdan birinden geçilerek stoaya çıkılır, töreni izlemek isteyenler buradan geçer. Buradaki stoalar dor düzenindedir.

Sunak: 15,40 x20,30m boyutlarında ve güneybatı-kuzeydoğu yönündedir. Giriş kapısı güneybatıda ve tapınağa yöneliktir. İki kademelidir ve ikinci kademedeki dış sütunlarda Korint, iç sütunlarda İyon başlıkları kullanılmıştır. Tanrıçaya sunuların yapıldığı altar, Bergama Zeus altarında olduğu gibi U şeklindedir.  İmparator Augustus döneminde inşa edilmiştir.

Tapınak: 5 basamaklı bir altyapı üzerine inşa edilen tapınak bir ön oda ve bir de kült odasından oluşmaktadır. Arkeolojik olarak cella’yı çevreleyen tek bir perisitilli  (perisytle) pseudodipteral yapıdadır. Attika- İyon kaideli ve Korinth düzeninde uzun kenarlarda 11, kısa kenarlarda 8 sütun vardır. Bu sütunların yükseklikleri 21 metreden 28 m’ye kadar değişmektedir. Tapınak M.Ö. 2. yy sonları ve M.Ö. 1. yy başlarına tarihlenmektedir.

Kutsal Havuz: Kutsal alanın 300 m güneydoğusunda bir havuz bulunmaktadır. Havuzun suyu, 50 m güneyindeki bir kaynaktan mermer bloklardan oluşan bir kanalla gelmektedir.  Daireye yakın bir planı olan havuzun çapı  9.55- 10,40 m arasında değişmektedir.

Nekropol: Hekate kutsal alanı ile Koranzadaki Apollon ve Artemis Kutsal alanı arasındaki nekropol alanında MÖ 5. yy.dan itibaren kullanıldığı anlaşılan bir nekropol alanı vardır. Bu alan içerisinde mezar ziyaretlerinde törenlerin yapıldığı açık bir alanın varlığı da anlaşılmıştır.

Hekate Tapınağı

Tapınağın frizleri burada ilk kazı yapan Osman Hamdi Bey tarafından İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne götürülmüştür ve halen burada sergilenmektedir. Frizlerde dört ayrı konu işlenmiştir: doğuda Zeus’un doğumu ile ilgili sahneler, batıda tanrılar ve devlerin savaşı (Zeus ve Typhon, Apollon ile Efialtes savaşmaktadır), güneyde Karya tanrıları ve kahramanlarının toplantısı ve kuzeyde Amazonlar ve Grekler arasındaki bir anlaşma (bir savaşçıyla Amazon karşılıklı durmakta, Amazonun arkasında ise Hekate yer almaktadır) resmedilmiştir.

İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen Hekate tapınağı frizleri

Hekate kutsal alanında heykel podyumu önündeki yolda bulunan üzeri yazıtlı arşitrav ve adak taşı olduğu düşünülen mermer bir blok bulunmuştur. Arşitrav üzerindeki Helios ve Rodos’a ithaf edilen yazının yer alması bu arşitravın Helios ve Rodos için yapılmış bir naiskosa ait olduğunu düşündürür. Mermer blokta yer alan “Kanebos” yazısı ve çift taraflı balta kabartması ise eski bir Kar tanrısı olan “Kanebos”a ait bir kültün de kutsal alanda bulunduğuna işaret etmektedir. Bu çift taraflı balta, Lagina’ya çok yakın başka bir antik kent olan ve çift taraflı balta taşıyan Zeus’a adanmış olan Labraunda antik kentinden çıkan sembollerle benzerlik göstermektedir.

                         

Hekate kutsal alanındaki çift taraflı balta                   Labraunda’dan çıkarılan çift taraflı balta taşıyan Zeus sikkesi

Sonuç olarak Lagina’daki Hekate tapınağı, Frigya ve Karya uygarlıklarında büyük öneme sahip olan tanrıça Hekate’ye adanmış, zamanının çok büyük bir kült merkezidir. Hekatesia adı verilen anahtar taşıma şenliklerinde gizemlerin anahtarına sahip Hekate onurlandırılmış, Hekate tapınağında gerçekleştirilen törenlerle kişilere iç dönüşümlerinde yol gösterilmiştir. Dünyadaki tek Hekate tapınağının yapılacak kazılarla daha fazla aydınlatılması bu konuda daha fazla bilgi sahibi olmamıza olanak tanıyacaktır.

Hermes ve Hekate’nin hepimize iç yolculuğumuzda rehberlik etmesi için içimizdeki yolcuyu uyandıralım ve bize rehberlik edilmesine izin verelim. Çünkü bilinmeyenin ortasında, karanlıkta ilerlemeye çalışırken, bize onlar yol gösterecektir.

Kaynakça:

  1. Luna J. Hecate. JSL Press. California. 2008.
  2. George D. Mysteries of the Dark Moon. HarperCollins Publishers. New York. 1992. s. 229
  3. http://www.theoi.com/Khthonios/Hekate.html
  4. Franklin A. M. The Lupercalia. New York. 1921 http://penelope.uchicago.edu/Thayer/E/Roman/Texts/secondary/FRALUP/7*.html
  5. Büyüközer A. ‘Lagina Hekate Tapınağı’nın Matematiksel Oranları’ Yüksek Lisans Tezi. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Arkeoloji Ana Bilim Dalı. 2006
  6. Doç. Dr. Bilal Söğüt, Lagina Kutsal Alanı, Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Denizli www.lagina.org internet sitesinden alınmıştır.
  7. Konak, S. Antik Karya Bölgesindeki Kentdışı Kutsal Alanlar. Master Tezi, İstanbul Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2003.

DUYGU ALKAN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir