KİTAP TAVSİYELERİ – 4

Nur ve Linwood camilerinde 51 kişinin hayatını kaybettiği, 49 kişinin de yaralandığı 15 Mart 2019’daki terör saldırılarının ardından dünyanın en genç başbakanı olan 37 yaşındaki Yeni Zelanda Başbakanı Jacinde Ardern, olağanüstü kabiliyette ve duyarlılıkta bir liderlik göstermiş, duyarlı, akılcı ve uzlaşmacı çabası tüm dünyada takdir toplamıştı. Birçok uluslararası yayında, “Stoacı Başbakan” denilerek Ardern’in Stoacıa ilkeleri pratiğe uyarlayan liderliğinden bahsediliyor ve o, kriz anlarında nasıl liderlik edilir sorusuna yanıt verecek küresel bazda güçlü bir örnek ilan ediliyordu. Ardern, krizde ya da yasta birleşmekten bahsedip ayrımların ötesinde hareket ederken bize Stoacı filozofları hatırlatıyordu. Belki bir başka makalede o süreçte ortaya çıkan ilham verici liderliğe değiniriz ama biz şimdilik konumuza geri dönelim.

Dünyayı altüst eden Koronavirüs hastalığının (COVID-19) İtalya’da çok yüksek vaka ve ölüm sayısına ulaştığı aylarda Çin, İtalya’ya gönderdiği tıbbi maske kolilerini ünlü Stoacı filozof Seneca’nın şu şiiriyle süslüyordu : “Bizler aynı denizin dalgaları, aynı ağacın yaprakları, aynı bahçenin çiçekleriyiz.”

Verdiğim örnekler kriz zamanlarının örnekleridir. Stoacı filozoflar yüzlerce yıl sonra kriz zamanlarında bize yol göstermek için yeniden ortaya mı çıkıyorlar?

Şahsen, bunun er ya da geç bir gün olacağını, değişen dünyanın Stoacı tilmizleri yeniden keşfedeceğini iliklerime kadar biliyordum. Evet, olmaya başladı çünkü açıktır ki kriz zamanlarından geçiyoruz ve bu ilginç zamanlarda nasıl hareket etmek gerektiği konusunda bizlere yardımcı olacak bu yaklaşımlara her geçen gün daha fazla ihtiyaç duyuyoruz.

Sadece kriz zamanlarından mı bahsediyorlardı? Elbette hayır. Onların derin doğa anlayışlarının doğal bir sonucu olarak hayatta bu tür durumlar olduğunu kabul edip onlara hazır olmaktan bahsettiler. Bir başka Stoacı filozof Epiktetus der ki, “Bize verilen rolü biz seçemeyiz. Önemli olan doğanın bize verdiği rolü en iyi şekilde oynamaktır.” İşte bu sebeple koşullar ne olursa olsun bir Stoacı her zaman bir Stoacıdır ve bu sebeple kendini daima hayatın zorluklarına, kaderin darbelerine ve felaketlere hazır tutar çünkü onlar erdemin kanıtlarıdır. Bir Stoacı zorlukla karşılaştığında şöyle der; “şimdi değilse ne zaman?”

‘’Zorluklar ne kadar büyük olursa, onların altından kalkmakla erişilecek ihtişam da o derece parlak olur. Usta kaptanlar, maharetlerini ve saygınlıklarını, atlatmış oldukları fırtınalarla elde etmişlerdir’’
Epiktetos

Tam da bu noktada ülkemizin kültür ve düşünce hayatına son derece katkı vereceğine inandığım bir eserden bahsetmek istiyorum. Bahsedeceğim eserin, dilimizde bugüne kadar üretilmemiş bir içerik sunduğunu kesinlikle söyleyebilirim. Diğer yandan birçok açıdan diğer dillerde de bir benzeri olmadığını düşünüyorum. O sebeple bu çalışma, günümüz yaşantısı için çok değerli. Sosyolog, yazar Umut Dinçşahin’in “Vaktinden Önce Mutsuz Olma” kitabı…

“Vaktinden Önce Mutsuz Olma”, birlikte kaleme aldığımız “İdeal Takımların Sırrı” kitabından sonra Sayın Dinçşahin’in ikinci kitabı ve “Stoacı Filozoflardan Mutlu Bir Yaşam için Tavsiyeler ve Pratikler” başlığı ile Olimpos Yayınları’ndan satışa sunuldu ve güzel bir ilgi görerek raflardaki yerini aldı.

Böyle bir kitap, ister istemez Stoa Felsefesi’nin önemli filozofları ve kronolojisi ile ilgili bir takım akademik bilgilere yer vermek zorundadır ama gerçekten bu kısmın son derece öz bir şekilde aktarıldıktan sonra başlıkta da ifade edildiği gibi kitapta ağırlıklı olarak tavsiyeler ve pratiklere yer verildiğini görüyoruz. Çalışmanın özgün yanını da yine bu bölümler oluşturuyor. Zira Stoacı felsefenin özgün yanı da pratiğe dönük olması ve ruh için içsel pratikler sunmasıdır. Bu çalışma da bu ruhu yansıtıyor.

Kitap üç bölümden oluşuyor. Birinci bölümde kronoloji ve önemli Stoa filozoflarından bahsedilirken aynı zamanda bir giriş oluşturması amacıyla Stoacı üç bilim, dört temel erdem ve klasikleşmiş beş Stoik Latince deyiş açıklanıyor.

İkinci bölüm, kitabın ağırlık merkezi. Stoacı okulda daima ilişkili olarak çalışılan üç bilim olan Ahlak, Fizik ve Mantık bilimi doğrultusunda Stoacı filozofların önerdiği içsel pratiklere yer verilmiş ki okuyucular için her birinin çok faydalı olacağına eminim.

…ve son bölümde de farklı başlıklar altında derlenmiş Stoacı filozofların sözlerine yer verilmiş. Ayrıca yine pek çok konu ile ilgili olarak hazırlanmış olan tablolar okumayı ve konuların bir bütünlük içinde algılanmasını kolaylaştırıyor.

Kitabın en sevdiğim kısmı ise ne aktarmak istediğini son derece hoş bir şekilde ifade ederken okuyucuyu da Stoizm’e usulca yaklaştıran ithaf bölümü : “Hayatı boyunca ‘Stoik bir Yaşam’ sürmesine rağmen ‘Stoacı’ olduğunu bilmeyenlere ithaf edilmiştir.”

Ben de bu eser aracılığıyla, tıpkı eserin önsözünü kaleme alan Doğan Cüceloğlu gibi sizleri Stoacı Bilgelik ile beslenmeye davet ediyorum. İyi okumalar dilerim.

KEMAL KARADAYI

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir