ŞİKÂYET HAKKI NEDİR VE NASIL KULLANILIR?
Şikâyet hakkı, takibi şikâyete bağlı suçların soruşturulması veya kovuşturulması için suçun mağduru ya da zarar göreni tarafından yasal süresi içerisinde yetkili mercilere başvurma hakkıdır. Şikâyet süreci, araştırma makamı olan savcılığın soruşturma evresiyle başlar; yargılama ve karar verme makamı olan mahkemelerin kovuşturma evresiyle devam eder. Yani, soruşturma savcılığın iddiayı araştırma aşaması, kovuşturma ise mahkemenin yargılama yapma ve karar verme aşamasıdır.
Kısaca, bizler Türk Ceza Kanunu yahut diğer mevzuat anlamında bir hakkımızın ihlal edildiğinden bahisle şikâyet başvurusu yaptığımızda sırasıyla savcılık ve mahkeme aşamaları kat edilir. Savcılık bazı işlemlerini kolluk vasıtasıyla yerine getirir. Örneğin, bizler şikâyet başvurumuzu ilk olarak savcılığa yapabileceğimiz gibi, şikâyet başvurusunu almaya yetkili olan kolluk birimlerine de yapabiliriz. Kolluk birimleri, pratik ve maddi planda karakollar, polis merkezleri ve jandarma komutanlıklarıdır. Şikâyetçiye, hukuk dilinde müşteki adı verilir. Müşteki, bir suçtan zarar gören veya suçun mağduru olup da aleyhine işlenen suçu adli makamlara şikâyet eden kişidir. Müşteki (şikâyetçi), gerçek kişi olabileceği gibi şirket, vakıf, dernek vb. gibi bir tüzel kişi de olabilir. Tüzel kişiler şikâyet hakkını yetkili organları vasıtasıyla kullanır.
Şikâyet hakkı, polis, jandarma veya savcılığa beyanda bulunup müşteki ifade tutanağı düzenlenmesiyle kullanılabileceği gibi, savcılığa veya mahkemeye yazılı bir şikâyet dilekçesi verilerek de kullanılabilir. Mahkemeye verilen şikâyet dilekçesi savcılığa gönderilir. Kural olarak şikâyet hakkı adli makamlara başvurularak kullanılmalıdır. Ancak, adli makamlar dışında aşağıdaki idari makamlara da şikâyet başvurusu yapılabilir.
Valilik veya kaymakamlığa yapılan ihbar veya şikâyet, ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilir.
Yurt dışında işlenip ülkede takibi gereken suçlar hakkında Türkiye’nin elçilik ve konsolosluklarına da ihbar veya şikâyette bulunulabilir.
Bir kamu görevinin yürütülmesiyle bağlantılı olarak işlendiği iddia edilen bir suç nedeniyle, ilgili kurum ve kuruluş idaresine yapılan ihbar veya şikâyet, gecikmeksizin ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilir.
Şikâyet dilekçesi, şikâyet edenin kimliğini, adresini, iletişim bilgilerini ve olayın açık anlatımını içermelidir. Şikâyet dilekçesinin elle veya bilgisayarda yazılmış olmasının hiçbir önemi yoktur, önemli olan şikâyet konusu olayın müşteki tarafından açıkça anlatılmış olmasıdır. İhbar veya şikâyet yazılı veya tutanağa geçirilmek üzere sözlü olarak yapılabilir.
Yapılan şikâyet üzerine savcılık gerekli tahkikatı yapar ve suçun işlendiği yönünde kanaatte olursa, mahkemeye şikâyet olunan kişinin yargılamasının yapılması için dava açar ve böylelikle kovuşturma (yargılama) aşamasına geçilmiş olur. Savcılığın kişinin yargılamasının yapılması için düzenlendiği yazıya iddianame adı verilir. Savcılık yaptığı soruşturma sonucunda yapılan şikâyette suç oluştuğuna kanaat getirmezse, şikâyet edilen kişi hakkında takipsizlik (kovuşturmaya yer olmadığına dair karar) kararı verir. Soruşturma aşamasında kolluk ya da savcılık müştekinin ve şikâyet edilenin ifadelerine başvurur. Lehe ve aleyhe olan delilleri toplar, araştırma yapar, gerekirse bilirkişiye inceleme yaptırıp, tanık dinler. Soruşturma aşamasında şikâyet edilen kişiye şüpheli denir. Soruşturma sonucunda dava açılırsa, şikâyetçi katılan; şüpheli sanık sıfatını alır. Bir de, mağdur sıfatı vardır. Mağdur, kendisine karşı işlenen suç nedeni ile doğrudan zarar gören kişi ya da bu suretle ekonomik kayba uğramış olan kişidir. Şikâyetçi ya da mağdur aynı kişiler olmayabileceği gibi aynı anda kişi hem mağdur hem de şikâyetçi sıfatını taşıyabilir.
Bazı suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete ve süreye tabidir. Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikâyette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz. Zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla bu süre, şikâyet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlar.
Şikâyet hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olup başkası tarafından kullanılamaz. Suçtan zarar gören kişi veya suçun mağduru bizzat şikâyet hakkını kullanmalıdır. Bu nedenle şikâyet hakkı mirasçılara geçmez, ancak kişi sağlığında şikâyetçi olup da dava açılmış ve ardından vefat etmiş ise bu hâlde mirasçılar davaya müdahil olabilecektir.
Ceza Muhakemesi Kanunu md. 234’e göre, mağdur ile müştekinin (şikâyetçi) hakları şunlardır:
Soruşturma evresinde, yani dava açılmadan önce savcılık veya polis soruşturması aşamasında;
– Delillerin toplanmasını isteme,
– Soruşturmanın gizlilik ve amacını bozmamak koşuluyla Cumhuriyet Savcısından belge örneği isteme,
– Avukatı bulunmaması hâlinde, cinsel saldırı suçu ile alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteme,
– Avukatı aracılığı ile soruşturma belgelerini ve el konulan ve muhafazaya alınan eşyayı inceletme,
– Cumhuriyet Savcısının, kovuşturmaya yer olmadığı yönündeki kararına kanunda yazılı usule göre itiraz hakkını kullanma.
Kovuşturma evresinde, yani ceza davası açıldıktan sonra mahkeme aşamasında;
– Duruşmadan haberdar edilme: Duruşmadan haberdar edilme, müştekiye tebligat gönderilmesi ile mümkün hâle gelir. Tutuklu işlerde müştekinin zorla getirilmesi kararı da verilebilir.
– Kamu davasına katılma: Kamu davası, iddia makamı olan savcılığın suç işlenip işlenmediği hususunda maddi gerçeği ortaya çıkarmak için açtığı bir davadır. Savcı, takibi şikâyete bağlı suçlarda şikâyet hakkına sahip kişinin şikâyet etmesi üzerine, suçun takibi şikâyete bağlı değilse kendiliğinden araştırma yaparak delilleri toplamalı ve yeterli şüphe sebepleri varsa bir iddianame ile mahkemeye dava açmalıdır.
Hukuki olarak bir olaya muhatap olunduğunda, kişinin doğrudan şikâyet hakkını bizzat kullanma hakkı olmakla birlikte, bu türden ihtilaf ve başvurularda uzman bir hukukçu görüşü alınarak yahut bir vekil vasıtasıyla ilerlemek usul ve hak kayıplarına uğramamak bakımından önemlidir.
AV. ALİ ONUR GÜNÇEL