AŞK HER ŞEYİ FETHEDER
Dünyada genel anlamda üstesinden gelinmesi gereken, karanlık veya aydınlık ya da ilerleme ve ikisi arasındaki güçler tarafından yaratılan, insanların egemenliği altına girdiği ya da egemen olduğu zorluklar vardır.
Ancak, karanlığın güçlerini fethedebilecek yalnızca aşktır. Çünkü o yasadır.
Yasayı nasıl algılayabiliriz? İçimizde. Çünkü insan evrensel yaşamın odaklandığı ya da ifade bulduğu parçacıktır.
Aydınlık ve karanlık içimizde de vardır. Güzellikteki yaratıcılık için, tüm mutluluklar için, kendinden varolan ve kapsanamayan ancak, karşıtları dâhil her şeyi kapsayan birliği yaratan güçlerdir.
Uzun vadede birlik yayılır, bölünmüşlük kendini parçalar. Bizden gelen her güç, yanılmaz bir yanılsamayla kendi özüne geri döner. Böylece tahrip edilebilecek tahrip edilmiştir. Katledici ise kişinin kendisidir.
Aşk, hangi denemeye maruz kalırsa kalsın, hiçbir dehşetli tehdidin yenemediği tek insan gücüdür. Kendi saflığı içinde en gönüllü fedakârlığı ilham eder ve bu fedakârlığı neşeye çevirir.
Nerede mükemmel bir şekilde bu hüküm sürerse, orada daha fazla tecrübe edinmek için ihtiyaç ve heves olmaksızın tamamlanmışlığın mutluluğu ve bütünlük hâkim olur. Aşkın içinde sonsuzluğun tecrübesi vardır. Aslında aşk ile onun bize yakınlaşmış şekli olan Sadakat özde aynıdır. İster kendi sonsuzluğunda, ister insana yansımış hâliyle inceleyelim.
Aşkın gücüyle mikro kozmos fethedilebilir. Çünkü o kutsaldır. Kendisinin efendisi olan, bir evrenin de efendisi olabilir. Başka bir biçimde anlatmak gerekirse, o artık o değildir. Kendini bilen kişi olduğundan, evrenin efendisi olan güçle birdir. Kendini yönetme sanatı, özü bilmek ve kendine yeterlilik demektir. Ve dünyada aşka kök salmış ve çiçeklenecek o “Ben” ya da doğa dışında hiçbir şey kendine yeterli değildir.
SRI RAM