Daha İyi Bir Dünyaya Adanmış 8 Kitap

Bu sayıda sizler için, tarih boyunca yazılmış “daha iyi bir dünya” tasavvuru içeren en önemli ütopyalara yer vermek istedim ve bu ütopyalar listesine bakacak olursanız bunun neredeyse aynı zamanda en çok okunan eserler listesi olduğunu da kolaylıkla fark edebileceksiniz. Sizce bunun nedeni nedir?

Belki de daha iyi bir dünyaya inanarak ve onu hayal ederek cesurca kaleme alınmış ütopyalar, savaşların, kişisel ve toplumsal yıkımların, demografik baskının, amansız rekabetin, yeryüzünü çılgınca saran tüketim tutkusunun ya da yozlaşan insani değerlerin yol açtığı kozmik umutsuzluğun karşısına umudu, barışı ve sevecenliği koyduğu içindir. Ütopyalar listesi, sadece tarih boyunca en çok okunan eserlerin bir listesini vermez bize. Onlar aynı zamanda belki de tarih boyunca en uzun süre yasaklı kalan eserlerin de bir listesidir. Kimi zaman büyük değişimlere, Rönesanslara başlangıçlık eder, kimi zaman da henüz bir Rönesans için yeterli güce sahip değilsek çağın tüm sorunlarına karşı farklı bir dünyanın mümkün olabileceğine inanmamızı ister.

Ben de sizler için eskimeyen, yol göstermeye devam eden, insanca yaşama ve uygarlığa ait değerlere işaret eden en önemli eserlerin bir listesini hazırladım. Şimdiden iyi okumalar dilerim.

1.
Devlet, Platon MÖ 360-380

Platon, Devlet adlı eserinde hocası Sokrates’in ağzından ideal bir devletin nasıl olması gerektiğini anlatır. Bu eser, Antik Yunan filozofu Platon’un en ünlü ve etkili eserlerinden biridir ve insanlık tarihinde en çok okunmuş birkaç eserden biridir. İdeal bir toplum düzeni ve yönetim şekli üzerine yapılan kapsamlı bir tartışma olan bu eser, adalet, eğitim, ahlak ve siyaset felsefesi konularında derinlemesine analizler sunar.

Eserde, Platon’un ütopik düşünceleri ve ideal devlet modeli, Sokrates ve dostları arasında gerçekleşen bir diyalog aracılığıyla aktarılır. Platon, toplumun farklı sınıflarının iş birliği ve armoni içinde yaşaması gerektiğini savunurken, filozof-kral fikrini ortaya atarak, en bilge ve adaletli kişilerin yönetimde olması gerektiğini ifade eder. Devlet, aynı zamanda gerçek adalet kavramının peşine düşen bir ruhbilimi eseri olarak da tanımlanabilir.

2.
Lykurgos’un Hayatı, Plutarkhos 1. Yüzyıl

Bu eserin diğerlerinden en büyük farkı yaşama aktarılmış bir ütopyaya yer vermesidir. Eser, antik Yunan tarihçisi ve yazar Plutarkhos’un “Paralel Yaşamlar” adlı biyografik serisine ait önemli bir çalışmadır. Eserde, Sparta’nın efsanevi yasa koyucu ve reformist lideri Lykurgos’un hayatı ve etkileri anlatılır. Lykurgos, MÖ 7. yüzyılda yaşamış ve Sparta’nın askeri ve siyasi sistemine yaptığı köklü değişikliklerle ün kazanmıştır.

Lykurgos’un döneminde Sparta’nın durumu zayıftır ve toplumsal düzen kötüleşmiştir. Onun önderliğinde Sparta’nın sosyal, politik ve askeri sistemine getirilen büyük reformlar bu antik şehri ve düzenini bilinen dünyada ünlü ve örnek gösterilir hâle getirmiştir. Eğitim, mülkiyet dağılımı, askeri disiplin ve vatandaşlık görevleri gibi konuları içeren bu reformlar ahlaki ve sosyal değerlere de önem vermiş, sınıf farklılıklarını azaltmaya çalışmış ve bu konuda oldukça başarılı olmuştur.

Eserde, Lykurgos’un yaşamı ve karakteri üzerine çeşitli anekdotlar ve hikâyeler de yer almaktadır. Bu hikâyeler, onun liderlik vasıflarını, kararlılığını ve toplumun iyiliği için gösterdiği özveriyi yansıtmaktadır.

Bu eser, antik Yunan tarihi, siyaset ve askeri düzeni hakkında bilgi edinmek isteyen okuyucular için önemli bir başvuru kaynağıdır.

3. El Medinetü’l Fazıla, Farabî 10. Yüzyıl

El Medinetü’l Fazıla (İdeal Devlet), ünlü İslam filozofu Farabî ‘nin önde gelen eserlerinden biridir. Bu metin, ideal bir toplumun inşası üzerine odaklanır ve yönetim, ahlak, adalet, eğitim ve sanat gibi konuları ele alır. Farabi, bu eserinde bilgelik, erdem ve insanlığa hizmet gibi değerlerin önemini vurgulayarak, insanların mükemmelliğe doğru ilerlemesini savunurken, El Medinetü’l Fazıla, Orta Çağ İslam düşüncesinin temel yapı taşlarından biri olarak kabul edilmektedir.

Kitapta Farabî, bir yöneticide olması gereken erdemleri takdim eder. Farabî’ye göre, başkanlık edecek kişi şu erdemlere sahip olmalıdır: Anlayışlı, belleği güçlü, akıllı ve ince görüşlü olmalı, güzel konuşmalı ve öğrenmeye gönüllü olmalıdır. Yiyeceğe-içeceğe ve eğlenceye tutkun olmamalı, doğruluğu sevmeli ve yalancılıktan kaçınmalıdır. Benliğini yüksek tutmalı, hem kuşku uyandıracak davranışlardan ve hem de dünyevi kaygılardan uzak durmalıdır. Adaletli olmalı, kötülük yapmaktan çekinmeli ve işinde arzulu olmalıdır.

El Medinetü’l Fazıla, Orta Çağ İslam düşüncesinin temel yapı taşlarından biri olarak kabul edilir ve günümüzde hâlâ ilgiyle okunan klasik bir eserdir.

4. Hayy Bin Yakzân, İbn Tufeyl 12. Yüzyıl

Hayy Bin Yakzân, İbn Tufeyl’in İslam düşüncesinin temel felsefi ve edebi eserlerinden biridir. Tufeyl bu eserde bir ada üzerinde yalnız başına büyüyen Hayy Bin Yakzân’ın hikâyesini anlatırken, insanın doğa ile uyum içinde yaşamasını, bilgiye olan açlığını ve ruhsal yolculuğunu da vurgular. İnsanın varoluşsal sorgulamalarına odaklanan bu derin ve etkileyici eser, felsefe, edebiyat ve İslam düşüncesine ilgi duyanlar için önemli bir başvuru kaynağıdır.

Bu ilk “felsefi roman” ve ilk “robinsonad”, 14. yüzyıldan başlayarak belli başlı Avrupa dillerine çevrildi; Defoe, Bacon, Spinoza ve More gibi pek çok düşünür ve sanatçı üzerinde etkili oldu. Üzerindeki “Hayy bin Yakzân” etkileri özel çalışmalara konu olan “Robinson Crusoe” defalarca Türkçeye çevrildiği hâlde, “Hayy bin Yakzân, dilimize kazandırılmak için 1923 yılını, kitaplaşabilmek için de 1985 yılını bekleyecekti.

5. Utopia, Thomas More 1516

Thomas Moore’un Ütopya’sı, 16. yüzyıl İngiliz edebiyatının en etkileyici eserlerinden biridir. Bu politik ve sosyal hiciv romanı, hayali bir ada olan Ütopya’yı ayrıntılı bir şekilde betimler. Ada, ideal bir toplum modeli olarak sunulur ve burada eşitlik, adalet, paylaşım, eğitim, iş bölümü gibi kavramlar üzerine derinlemesine düşünülür. Kitap, dönemin İngiliz toplumunun sorunlarını eleştirirken, insan doğasını, yönetim biçimlerini ve toplumsal ilişkileri sorgular. Ütopya’nın eşsiz yapısı, okuyuculara toplumun ideallerine doğru bir yolculuk sunarken, aynı zamanda sosyal reform ve toplumsal adalet arayışına ilham verir. Ütopya, bazı önemli ve ikircikli soruları gündeme getirir: “Bir toplum herkesin çıkarına olacak şekilde örgütlenebilir mi? Yalnızca bir avuç insanın hırsını, iştahını ve arzusunu doyurmayı amaçlamayan bir toplum düzeni olabilir mi?”

Moore’un Ütopya’sı, modern ütopya kavramının temel taşlarından birini oluştururken, bugün hâlâ güncelliğini koruyan bir eser olarak değerini sürdürmektedir.

6. Gargantua, François Rabelais 1532

Rönesans’ın başlangıcını müjdeleyen yazarlardan biri olarak kabul edilen François Rabelais’in Gargantua adlı eseri, tıpkı Thomas Moore’un Ütopya adlı eseri gibi sanatta, bilimde ve felsefede aydınlanmanın izlerini gördüğümüz aynı yüzyılın (16.yüzyıl) Fransız edebiyatındaki önemli bir klasik eseridir. Tıpkı Ütopya gibi hicivlerle dolu bu roman, Gargantua adlı dev bir karakterin maceralarını anlatır.

Kitap, geleneksel değerleri ve kurumları alaycı bir şekilde eleştirirken, bilgi, eğitim ve insanlık değerlerine vurgu yapar. Rabelais, mizahi bir üslupla, toplumun çeşitli yönlerini alaya alırken aynı zamanda düşünce özgürlüğünü savunur.

Eser, epik ögeler, felsefi düşünceler ve dönemine damgasını vuran güçlü bir dil kullanımıyla dikkat çeker. Gargantua, edebiyat tarihinde önemli bir yeri olan bir başyapıttır ve eğlendirici bir okuma deneyimi sunar.

7. Güneş Ülkesi, Tommaso Campanella 1623

Tommaso Campanella’nın Güneş Ülkesi (La città del Sole) adlı eseri, 17. yüzyıl İtalyan edebiyatının önemli bir eseridir. Bu felsefi-ütopya romanı, ideal bir toplumun tasvirini sunar. Kitap, Güneş Ülkesi adı verilen hayali bir yerde geçer ve orada yaşayan halkın dünya üzerindeki toplumsal, politik ve ekonomik sorunları nasıl çözdüğünü anlatır.

Güneş Ülkesi, bilgiye dayalı bir toplum düzenini önerir. Adalet, eşitlik, paylaşım, özgürlük ve dayanışma bu ülkenin temel değerleri arasındadır. Eser, farklı meslek gruplarının iş bölümü yaptığı ve uyumlu bir şekilde çalıştığı bir sistem olan “Eylem ve Kontemplasyon” prensibiyle dikkat çeker. Ayrıca, eğitim, sanat, bilim ve felsefe gibi alanlara büyük önem verilir ve her bireyin kişisel gelişimi teşvik edilir.

Güneş Ülkesi, toplum düzeni ve insan doğası üzerine derin düşünceler içeren bir eserdir. Campanella, o dönemdeki Avrupa toplumlarının yanlış giden yönlerini eleştirirken, ideal bir toplumun mümkün olabileceğini göstermeyi hedefler. Eser, hayal gücüyle donatılmıştır ve düşünsel zenginlikler barındırmaktadır. Güneş Ülkesi, ütopya edebiyatının önemli bir örneği olarak kabul edilir ve felsefe, politika ve sosyoloji gibi disiplinlerde ilgiyle okunan bir başyapıttır.

8. Yeni Atlantis, Francis Bacon 1627

Bacon’ın 1627 tarihli Yeni Atlantis’i More’un Ütopya’sı ve Campenella’nın Güneş Ülkesi ile birlikte Rönesans’ın en tanınmış ütopyaları arasında yer alır. Bu metin, daha çok edebiyata yakın bir felsefi kurgusal eser olarak 17. yüzyıl İngiliz edebiyatının önemli bir eseridir. Yeni Atlantis, bilim ve teknolojinin toplum üzerindeki olumlu etkilerini vurgulayan bir ütopya niteliği taşır.

Eserde, bilginin araştırma ve uygulama alanlarında yüceltilmesiyle ilgili fikirler öne çıkar. Bilim adamlarının, deneyler yaparak doğayı anlamaya ve insanlığa hizmet etmeye odaklandığı bir toplum modeli sunulur. Bacon, bilginin gücünü ve toplumun bu bilgiyi nasıl kullanabileceğini vurgularken, aynı zamanda ahlaki değerlere de önem verir. Ada’da dürüstlük, adalet ve cömertlik gibi erdemlerin yaygın olduğu bir toplum düzeni mevcuttur.

Yeni Atlantis, bilimin ve insanlığın ilerlemesi için ideal bir toplum modeli sunarken, aynı zamanda Bacon’ın döneminin sosyal ve politik sorunlarına da eleştirel bir gözle bakar. Eser, bilim, felsefe ve toplum bilimleri alanında ilgi uyandıran önemli bir eser olmuş ve modern düşüncenin gelişimine katkıda bulunmuştur. Bacon’ın zengin hayal gücü ve düşünce derinliği, Yeni Atlantis’i unutulmaz bir eser hâline getirmiştir.

Kemal KARADAYI

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir