Platon’un Eserlerinde “Sağlık” Kavramı

Bu yazıda Platon’un 2400 yıl önceden kalan kitaplarında sağlık kavramının izini sürecek ve bir tür arkeolojik çalışma yapacağız, yani kavramların üzerine sinmiş ve onları şekillendirmiş, zaman ve kültüre ait izleri inceleyeceğiz.

Platon, pek çok kitabında sağlık kavramına değinmiştir, öyle ki onun sağlık felsefesi yaptığını söyleyebiliriz. Ona göre sağlık bedenimizdeki unsurların doğaya uygun bir düzenle sıraya girmesi ve birbirine bağlanmasıdır (Devlet, 444d).

Devlet

Devlet kitabında Platon sağlık açısından detaylı çözümlemeler yapar ve günümüzde meslek etiği içinde incelenen konulara değinir: “Öz anlamıyla hekim nedir? Hekimlikle para kazanan mı, yoksa hastaları iyi eden midir? …. Hastaları iyi eden tabii…  Demek ki, hekim kendi işine geleni gözetmez. Hastanın işine geleni gözetir…… öz anlamıyla hekim dediğimiz bir adam tüccar değil, beden bakıcısıdır” (Devlet, 341c – 342d).

Doktora hangi koşullarda başvurulması gerektiğini şu sözlerle anlatır: “Hekimlere, yaralar, ya da geçici hastalıklar için başvurmakla kalmayıp, tembellik veya az önce sözünü ettiğimiz çeşitli yiyecekler yüzünden hastalanarak, burnumuz akıyor, içimize yeller girdi diye, sivri akıllı Asklepios[1] bilginlerini, dertlerimize bilmem şuydu, buydu diye adlar takmaya zorlamak, çirkin bir şey değil mi? – Çok çirkin, bu acayip yeni hastalıklar da nereden çıktı! – Böyleleri Asklepios zamanında yoktu sanırım…” (Devlet, 405c).

Platon’un sağlık ve hekimlik sanatı karşısındaki tutumu felsefi sistemiyle uyum içindedir: “-Asklepios hekimleri Herodikos’a kadar bugünkü hekimliği, yani hastalığın peşini bırakmama yolunu kullanmazlarmış. Herodikos bir beden eğitimcisiymiş. Hastalanınca da beden eğitimiyle hekimliği karıştırmak istemiş. Bundan ilk zarar gören kendi olmuş, ondan sonra da birçokları. -Ne zarar görmüş? – Ölümünü geciktirmiş. Öldürücü hastalığının gidişini adım adım kollamış, ama kendini iyileştirmek de gelmemiş elinden, her şeyden elini eteğini çekmiş, ömrü boyunca kendine bakmış, alışık olduğu perhizi bozunca, içini yiyerek yaşamış. Bilgisi yüzünden de can çekişe çekişe kocamış… Asklepios’un hekimliğin bu çeşidini çıraklarına göstermemiş olmasını bilgisizliğine görgüsüzlüğüne yormuş. Oysaki tersine, iyi yönetilen bir toplumda, her adamın bir işi vardır; bu işi de görmek zorundadır. Kimsenin işini bırakıp uzun boylu hastalığına baktırmaya vakti yoktur. Asklepios bilirmiş böyle olduğunu. Ne gariptir ki, biz bu gerçeği, işçiler söz konusu olunca anlarız da, zenginlerle büyük adamlarda hiçe sayarız… – Bir doğramacı hastalanınca ne ister hekimden? Derdini hemen giderecek bir çare; kusturucu, ya da içini temizleyecek bir ilaç. Olmazsa, dağlamak, ya da kesmek yolu. Ama hekim onu uzun bir bakıma alırsa, … ne yapar o adam? “Benim hasta yatmaya vaktim yok, işimi gücümü bırakıp derdimle uğraşmak bana bir kâr sağlamaz, haydi güle güle” der hekime, günlük yaşayışına döner. İyileşirse ne âlâ, yok bedeni hastalığa karşı koyamaz da ölürse, kurtulmuş olur derdinden… İşte Asklepios bu gerçeği biliyordu. Onun için de hekimliği yalnız bedenleri doğuştan sağlam olup da, geçici bir hastalığa tutulmuş insanlar için kullandı. Bu hastaları ilaçla, bıçakla iyi ederken, onları gündelik işlerinden, yaşayışlarından ayırmıyordu. İçini hastalık sarmış olan bedenleri kan alma, kusturma, içini temizleme gibi yollarla iyi edeceğim diye, kötü bir hayatı uzatmaya uğraşmazdı. Böylelerinin kendilerine benzeyecek çocuklar yapmalarını doğru bulmazdı. Tabiatın verdiği ömrü yaşamaya gücü yetmeyen adamı iyileştirmenin ne o adama, ne de topluma fayda veremeyeceğine inanıyordu (Devlet, 406-407).” Bu düşüncelerinin kendi zamanında nasıl yankı bulduğunu bilmiyoruz, fakat güncel yaklaşım ile uyumlu olmadığı aşikardır, gene de ilginç bir bakış açısı olarak değerlendirilebilir

Platon’a göre sağlık iyi bir eğitimin doğal bir sonucudur, eğitimli kişi zevk verse de bedenine zararlı gelecek, onu hasta edecek şeylerden kaçınacaktır: “Şehirde, … aydın, yetkin olmakla övünen kimselerin bile hekimleri, yargıçları aramaları, o şehirde, eğitimin bozuk olduğuna en açık bir kanıt değil midir? (Devlet, 405a)”

Kharmides

Platon Kharmides kitabında sağlığın bedenin ve ruhun bütünlüğünden kaynaklandığını ve sağlığın ancak bu bütünsel yaklaşımla tesis edilebileceğini söyler: “İyi hekimlerin, gözlerinden rahatsız birine yalnız gözleri tedavi etmenin imkânsız olduğunu, gözleri iyileştirmek için aynı zamanda başı da tedavi etmek gerektiğini; aynı şekilde, bedenden ayrı olarak yalnız başın tedavi edilebileceğini düşünmenin çılgınlık olduğunu söylediklerini işitmişsindir belki. Bu ilkeye dayanarak bütün beden için bir perhiz uygular, parçayı bütünle tedavi edip iyileştirmeye çalışırlar.” (Kharmides, 155b). Daha sonra bu görüşünü bir adım ilerleterek sadece bedenin kendi içerisinde değil ruhun bedenle bir bütün olduğunun gözden kaçırılması halinde de iyileşmenin olamayacağını söyler.: “… kralımız Zalmoksis, gözleri baştan, başı gözlerden ayrı tedavi etmemek gerektiği gibi, başın da ruhtan ayrı ele alınmaması gerektiğini, Yunanlı hekimlerin hastalıkların çoğunu iyileştirememelerinin nedeninin, tedavi etmeleri gereken bütünü iyi tanımamaları olduğunu söyler; çünkü bütün kötü durumda olunca, parçasının sağlıklı olması imkansızdır” (Kharmides, 155e). “Gerçekten, bedene ve bütünüyle insana tüm kötülükler ve tüm iyilikler ruhtan gelir. Baştan gözlere sızdıkları gibi, ruhtan bütün bedene sızarlar. Bu yüzden başın ve bütün bedenin sağlıklı olması isteniyorsa, her şeyden önce ruhun tedavi edilmesi gerekir.” (Kharmides, 157b).  Platon’un bu sözleri günümüzde revaçta olan bütünsel tıp anlayışının bakış açısıyla son derece uyumludur.

Timaios Kitabı

Timaios kitabı Platonik tıp kitabı olarak sayılabileceği söylenir. Timaios’ta Platon sadece sağlıktan bahsetmekle kalmaz kendi dönemine ait anatomik ve fizyolojik görüşleri ve ruh hastalıklarını konu eder, fakat sağlık kavramı çerçevesinden fazla sapmamak adına bu konuları kitaptan okuması için okuyucuya bırakıyoruz.

Platon sağlık için ruh ve beden arasındaki güç dengesini şu sözlerle anlatır “Canlıdaki ruh hem vücuttan daha kuvvetli olur, aynı zamanda da karışıklık içinde yüzerse bütün vücudu içinden sarsar, onu hastalıkla doldurur; kendini tamamıyla bazı incelemelere, araştırmalara verirse onu harap eder; …. Aksine olarak vücut küçük ve cılız zekalı bir ruhla birleşmiş olursa, insanda tabii olarak biri yiyeceğe yönelik olan vücudun ötekisi de bilgeliğe yönelik olan içimizdeki en tanrısal kısmın isteği olmak üzere iki istek bulunduğuna göre, en kuvvetli kısmın hareketleri en zayıf kısmın hareketlerine üstün gelir, kendi tesir alanlarını artırır, zor öğrenen, kolayca unutuveren ruhu aptallaştırır, böylece onda hastalıkların en ağırı olan cahilliğe sebep olur. Bu iki hastalığa karşı yalnız bir ilâç vardır; ne vücudu ruhsuz ne de ruhu vücutsuz harekete geçirmemek, ta ki birbirine karşı kendilerini koruyarak ikisi de dengelerini kursunlar ve sağlıklarını korusunlar.”(Timaios, 87e). Platon Protogoras kitabında Atina’daki eğitimden şu şekilde bahseder “Bundan sonra (Ç.N. müzik eğitiminden sonra), çocuklar, erdemli bir ruhun emrine verilecek daha sağlıklı bir bedenleri olsun, çelimsizlik yüzünden savaştan ve başka güç işlerden korkmasın diye beden eğitimi öğretmenine gönderilir.” (Protogoras, 326c).

Mektuplar

Mektuplar kitabında Platon doktor – hasta ilişkisinden şöyle bahseder: “Bir adam hastaysa ve sağlığına aykırı bir yaşam sürüyorsa, hekim ona öncelikli olarak yaşam şeklini değiştirmesini söyler. Öğütlerine uyduğu sürece de onun tedavisiyle ilgilenir. Ancak hasta onu dinlemiyorsa, hekim de artık düşüncelerini onunla paylaşmaz. İşte bunu yapan bir hekim doğru davranmış olur (Mektuplar, 330d)”

Lakhes

Lakhes kitabında Platon yukarıda Devlet kitabında söylediği şeylere yakın düşünceleri bu sefer Nikias’ın ağzından şöyle söyletir: “…Ya bir hasta için sağlık, hastalıktan daha korkulacak şeyse, hekimler bunu bilir mi sence, Lakhes? Birçok kimse için iyileşmemek, iyileşmekten daha iyi değil midir sence. Cevap ver bakalım: sence her zaman yararlı bir şey midir yaşamak? Birçok durumda ölmek daha iyi değil midir?” (Lakhes,195d)

Gorgias

Platon’un buradaki görüşleri hem kendi döneminin tedavileri ile hem de sağlık için gereken iki sanattan birisi olan jimnastiğin doğru beslenme iddiası ile uyumludur: “Bir hastaya, yararı dokunmak şöyle dursun …. gerçekten kötü gelecek birçok güzel yemekler, içkiler, lezzetli şeyler vermek neye yarar Kallikles? …. Çünkü bence, bedeni kötü durumda olan bir adamın, yaşayışında bir iyilik yoktur… Bu durumda, onun yaşayışı kötüdür…. Hekimler, sağlam bir adamın, acıkınca yemesine, susayınca içmesine, isteklerini canı çektiği gibi yerine getirmesine bir şey demezler de, hastalanınca, istediği gibi yiyip içmesini yasak ederler.” (Gorgias,505a,b)

Timaios, Protogoras ve Kharmides metinleri birlikte okunduğunda Platon’un sağlık derken sadece bedenin değil aynı zamanda ruhun de iyilik halini ve sonra da ruh ve bedenin uyumlu birlikteliğini kastettiğini görebiliriz.

Yapmaya çalıştığımız bu kısa derlemede Platon’un eserlerinde iç içe geçmiş olarak görmeye alıştığımız bilgi, varlık, ahlak ve siyaset felsefesi üzerine düşüncelerinin yanında bir tür sağlık felsefesi de yapmış olduğunu görmüş olduk.

Kaynakça

  1. Lester S. King, Plato’s Concepts of Medicine, Journal of the History of Medicine and Allied Sciences , January 1954, Vol. 9, No. 1 (January 1954), pp. 39
  2. Okay, Erdoğan, Platon Ve İbn Sînâ’da Sağlık Kavramı, Tez (Yüksek Lisans) – Yıldız Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019
  3. Platon, Diyaloglar, Remzi kitabevi, 2010
  4. Platon, Timaios, MEB Yayınları, 1997
  5. Platon, Mektuplar, Say Yayınları, 2010

[1] Antik Yunan’da bir hekim önce Zeus tarafından öldürülür, sonra da onun tarafından tıp tanrısı olarak ilan edilir.

MAHMUT ŞANSAL

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir