ÇİN TIBBINDA DUYGULAR

Bu yazımızda duyguların Çin tıbbındaki yerinden bahsedeceğiz. Çin tıbbında yedi temel duygu vardır ve bunlar beş element teorisi ile uyum içindeki beş yin organ ile ilişkilidir, bunlar:

Çin tıbbında hastalıkların sebepleri içsel ve dışsal olmak üzere ikiye ayrılır. İç sebepler duygularımız; dış sebepler ise rüzgâr, sıcak, soğuk, nem gibi çevrenin bedenimiz üzerindeki etkileridir. Modern tıpta duyguların organlar üzerindeki etkisi ikincil plandayken, Çin tıbbında duygular, iç organların fonksiyonlarının ayrılmaz bir parçası ve hastalıkların doğrudan sebebidir. Çin tıbbının kökenleri Tao felsefesine uzanmaktadır. Tao felsefesine göre insan kendi içinde ve evrenle bütünlük içindedir, buna göre duygular ve beden de bütünlük arz eder. Peki, duygular hangi durumlarda hastalık sebebi olurlar?

Hastalıkların dışsal sebepleri olarak sayılan rüzgâr, nem, sıcak vs. aynı zamanda doğanın ve insanın yaşamının idamesi için şarttır, fakat aşırılaştıkları zaman hem doğada hasara yol açar hem de insanda hastalık yapıcı hâle gelirler, işte duygular için de aynısı söylenebilir. Duygusal durumlar uzun süreli (aylar boyu) ve yoğun (çok şiddetli olduklarında kısa süreler hastalık için yeterlidir, örneğin bir şok gibi) olduklarında hastalık yapıcıdırlar. Çincede duygular tarafından yaratılan hastalık getirici etki için “ci ji” ifadesi kullanır, bu kelime çalkalanma, dalgalanma anlamlarına gelir. Bu durum Çinli eski doktorların duyguların içyapımızda dalgalanmaya yol açtığını düşündükleri anlamına gelir.

Her duygunun kendisiyle ilgili organı etkileyen karakteristik özelliği vardır. Bu nedenle her duygu kendi karakterine yakın organı etkiler. Örneğin; öfkenin özellikle karaciğeri etkilemesinin sebebi karaciğeri ağaç elementinin temsil etmesi ve ağaç elementinin de öfkenin de yükselme eğiliminde oluşudur.

Duyguların vücuttaki ilk etkisi chinin akışını ve yönünü etkilemesidir. Akıl (Shen) chinin bir türü olduğu için chi dolaşımının aksaması doğal olarak aklı da etkileyecektir.

Şimdi her duyguyu önce ideogramını, sonra da ilgili olduğu organ üzerindeki etkilerini açıklamak suretiyle ele alalım.

Öfke (Nu)

Öfke (Nu) duygusu karaciğer ile ilgilidir. Çin’de öfke ideogramı (Resim 1) iki karakterin altında kalp şeklini içinde barındırır. Sol üstteki şekil bir kadını, sağ üstteki şekil ise bir eli havada bir kişiyi simgeler. Öfke burada şiddet karşısında ortaya çıkan bir duygu olarak kendisini gösteriyor. Öfke geniş anlamda ele alınmalıdır, sinirlilik, hüsran, kin, nefret öfkenin eş değerleri olarak düşünülebilir ve bunlar vücutta öfkeyle aynı etkiye yol açar.

Öfkenin enerjetik yapısı çok sıcaktır ve yükselip insanı aşan bir dalga yaratır, sanki vahşi bir hayvanın saldırması gibi gibi kafanın üzerinden aşıp doğru öne atılır (Resim 2).

Sınırlı bir öfke, chiyi yukarı ve dışa doğru hareket ettirerek insanın kendi etrafında sağlıklı bir sınır çizmesini sağlar. Aşırı öfke ise tahta elementinin (karaciğerin) sınırlarının zorlanmasına ve hastalıklara neden olur. Aşırı öfkeye bağlı olarak chinin patlayıcı şekilde açığa çıkması sonucunda karaciğerdeki chi tükenir ve geri çekilir ve bu da korku hissine yol açar. Özetle öfke yıkıcı ya da yapıcı olabilir. Sağlıksız olan öfke içsel ve dışsal olarak yıkıcıdır. Sağlıklı öfke ise bir sınır inşa etmeyi ve hataların düzeltilmesini sağlar. Metalin ağacı kesmesi gibi, üzüntü de ağacı (öfkeyi) keser.

Öfkenin aşırı olması hâlinde yol açacağı şikâyetler: Baş ağrısı (en sık), kulak çınlaması, boyun sertliği. Öfkenin sofra başında ortaya çıktığı durumlarda karaciğer chisi mideyi istila eder mide şikâyetleri olur, mesela aile tartışmaları özellikle sofra başında yapılıyorsa bu duruma sebep olabilir. Eğer kişi öfkeyi yemekten 1-2 saat sonra yaşıyorsa mideden ziyade ince bağırsaklar etkilenecektir, bu genellikle öğlen yemeklerinden sonra sinir bozucu iş ortamına dönen kişilerde olur.

Heyecan (Xi)

Heyecan Ateş elementi ve kalp ille ilgilidir. Heyecanın fazlalığı kalbe zarar verir.

Heyecan (Xi) duygusunun ideogramında (Resim 3) bir ağız ve onun üzerinde davul ve davula vurmak üzere hazırlık yapan bir el vardır, sanki bir festival sırasında heyecan yaratmak için davul çalınmaktadır.

Heyecanın enerjisi vücudun chisini yumuşak ve esnek hâle getirir. Bu duygunun yol açtığı enerji modeli genişleyicidir (Resim 4). Normal sınırlarda bir heyecan (coşku) Yang’ın uyarılmasına neden olur. Bu da Ying Chi ve Wei Chinin gevşek olmalarını sağlayarak birlikte uyumlu şekilde çalışabilmelerini sağlar. Aşırı heyecan ise kalbi zorlar. Böyle olduğunda kalp düzensiz çarpmaya başlar, sonunda kalbin chisi tükenir, öyle olduğunda artık akciğeri kontrol altında tutamaz ve hüzün baş gösterir.

Ateşi su söndürür, heyecanın negatif etkilerini engellemek için doktor hastanın korkularından yararlanabilir, çünkü korkular Çin tıbbına göre heyecanı baskılar.

Kaygı (Si)

Kaygı (Si) dalakla ilgilidir. Si bir duygu olarak bazı kaynaklarda dalgınlık olarak da çevrilir. Çin’de kaygı için kullanılan Si kelimesi aynı zamanda derin düşünce için de kullanılır.

Kaygı ideogramında (Resim 5) bir kalp, kalbin üstünde ise içinde beyin olan bir kafatası yer alır. Si kalp ve beyin arasındaki ilişkiyi temsil eder. Beyin Çin tıbbında böbrek iliği olarak kabul edilir. Kalp ve böbrek arasındaki bu ilişki kalp ateşi yani Yang ve Böbrek suyu yani Yin arasındaki ilişkinin düşüncelere yol açtığını işaret eder.

Kaygı toplumda en sık rastlanan duygu kaynaklı hastalık sebebidir. Bazı kişiler mevcut olan dengesizlik nedeniyle nispeten daha az bir kaygıyla dahi hasta olabilirler. Endişe chinin durağan olmasına yol açar, akciğer ve dalağı etkiler. Akciğer etkilenir çünkü kaygılı kişi yüzeysel nefes alır, dalağı etkiler çünkü dalak düşünmekten ve fikirlerden sorumludur. Akciğerlerin etkilenmesi metal elementinin tahta elementi üzerindeki etkileri nedeniyle karaciğerde de etkilere yol açar. Karaciğer etkilendiğinde boyun ve omuz gergin ve ağrılı olacaktır (karaciğer bağ dokusunu yöneten organdır). Eğer endişe akciğeri etkilerse göğüste rahatsızlık hissi, nefes darlığı, omuzlarda gerginlik, bazen kuru öksürük, zayıf çıkan ses olacaktır.

Odun elementi toprağı kontrol ettiği için odun elementinin duygusu olan öfke de toprak elementinin duygusu olan endişeyi kontrol eder.

Hüzün (Bei) ve Yas (Ai)

Hüzün (Bei) ve yas (Ai) akciğerle ilgili duygulardır. Bei ideogramı (Resim 6) bir kalp ve üzerinde sırt şeklindedir, yani kalbinin duygularına sırtını dönmüş bir kişiyi temsil eder. Aşırı üzüntü karaciğerde kanın duraklamasına ve interkostal ve hipokondriak ağrıya ve depresyona yol açar.

Ai ideogramında (Resim 7) ise ağlayan bir ağız ve yas kıyafetleri giymiş bir kişi vardır. Hüzün ve Yas arasındaki fark ideogramlar yorumlanarak ortaya çıkarılabilir, Hüzün (Bei) daha iç bir duygudur, kalbin hislerine kapalı bir tavırdır, kalpteki gerçek duyguları reddetme söz konusudur. Yas (Ai) ise daha dışsaldır.

Yas yin ve yang taraflara sahiptir yang tarafı birikmişliğe bağlı olarak patlayıcıdır, bol miktarda chinin yukarı doğru akışına neden olur. Yasın yin tarafı ise içe doğru patlama yapar içeride kalmaya, depresyona, ümitsizliğe yol açar.

Yas enerjisi (Resim 8) ağır ve kapanıcıdır. Bu enerji tipi jelatin gibi yapışkan doğadadır. Hüzün ve yas sağlıklı düzeyde chinin gevşemesine ve tıkanıklıkların ve durağanlığın çözülmesine yol açar. Fakat aşırıya kaçtığında ıstıraba dönüşebilir. Istırap durumunda ise chi yaşamsal merkeze doğru kayar ve bir tür kuruma ve tüm ümidin kaybı ile sonuçlanır.

Akciğerler chiyi yönetir, hüzün ise chiyi tüketir. Aşırı hüzün Akciğer chisinin tükenmesine yol açar ve nefes darlığı, yorgunluk, göğüste rahatsızlık hissi, depresyon ve ağlamaya yol açar.

Korku (Kong Ju) ve Dehşet (Jing)

Korku ve dehşet böbrek ile ilgili duygulardır. Korkunun iyi tarafı insanın farkındalığını artırmaktır, kötü tarafı ise panik ve paranoyaya yol açmasıdır.

Korkunun (Kong Ju) ideogramında (Resim 9) alt tarafta bir kalp, üstte solda bir yapının üst katı, üstte sağda ise vuruşlar yapan bir çekiç figürü vardır. Burada korku nedeniyle artmış kalp hızı simgelenmektedir.

Dehşet (Jing) ideogramında (Resim 10) üst solda bir geyik boynuzu vardır, bu geleneksel olarak uzun süre donmuş gibi hareketsiz kalmayı simgeler, ortada, solda kalan şekil üzerinde duran el ile tutulmuş, susturulmuş bir ağzı simgeler. Sağ üstte elinde çubuk tutan el otoriteyi simgeler, en altta ise atı simgeleyen bir şekil vardır. Tüm şekil dehşet karşısında dona kalma durumunu simgeler.

Korkunun enerjetik yapısı soğuktur (Resim 11), tüm enerjileri içe ve aşağı doğru çekerek vücudun merkezine doğru çökme eğilimindedir.

Korku böbrek chisini tüketir ve chinin alçalmasını sağlar. Korku özü (jing) tüketir, yukarı ısıtıcıyı bloke eder, bu nedenle chi aşağı ısıtıcıya kayar. Chinin alçalması çocuklarda gece işemelerine yol açarken erişkinlerde ise özellikle ani korkularda ishale yol açar. Erişkinlerde aynı zamanda korku ve kronik endişe böbrek yininin tükenmesine neden olur. Kalpte boş ateşin yükselmesine, bu da gece terlemesi, çarpıntı, ağızda ve boğazda kurumaya yol açar.

Kaynakça:

Giovanni Maciocia, The Foundations of Chinese Medicine

Jerry Alan Johnson, Chinese Medical Qigong Therapy 4.Cilt

Claire M. Cassidy, Contemporary Chinese Medicine and Acupuncture.

MAHMUT ŞANSAL

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir