MÜZİK VE SAĞLIK

Tüm dünyanın etkilendiği bu günlerde sağlık konusuna, sadece fizik plandaki bir olgu olarak değil, insanın sadece fizik olmadığını bilen filozofların gözüyle bir bütün olarak bakmak gerektiğini düşünüyorum. Bugün tıp bilimi insanı duygularıyla ve zihin yapısıyla bir bütün olarak incelemeye başladı. Bu yüzden sağlığın en önemli hazine olduğunu hatırlatarak Müzik ve Sağlık konusuna değinmek istedim.

“Müzik bizi etkiler, bazı yollarla bizi değiştirir, konu şu ki müzik terapisi bir alternatif ya da sürpriz sonuçları olan bir çaredir.

Frekans

Eski bir atasözü der ki: “Hiçbir şey durağan değildir, her şey titreşir.” Ve bizim için şaşırtıcı görünse de Pitagoras’ın armonik seslere ilişkin bulgularını hatırlarsak, eğer her şey titreşiyorsa, her şey bir ses olarak yayınlanır ve bununla birlikte, müzikal bir titreşim olan ana sese, bir armonik sesler serisi beraberinde eşlik eder ve kendi özel tınısını ileten bağlantılar yaratır.

Akustikte, ortak bilinçliliğin sonucu olarak benzer ses dalgaları ana sesin frekansını destekler. Bu, akort edilmiş iki yapının, aynı titreşimi paylaşması ve beraber titreşmesi sonucu, birbirini etkilemesidir.

Neden caddeden bir kamyon geçerken penceremizin camı titrer? Titreşimle, motorun gürültüsü, cam ile kısa bir zamanda kesişir ve titreşime sebep olur. Nasıl bir soprano tiz sesi ile bir bardağı kırabiliyor?

O kadar güçlü şarkı söylüyor ki… Ya da sesin şiddeti değil, hayır; bunun sebebi kendi doğal ses titreşimi ile bardağın titreşimini uyumlaştırarak yönetmesindendir. Bir titreşim elde etmeye başlıyor, camın enerjisi genişleyinceye kadar esneklik sınırını aşıyor ve sonra… kırılıyor. Bu aynı zamanda yankılanmadır bir bakıma.

Tüm büyüme araçlarımız, fiziksel, duygusal, yaratıcı olsun; mutlak frekansta titreşen “enstrümanlar” gibidir. Müzik titreşim aracılığıyla tıpkı cam bardak örneğinde olduğu gibi etkileşim hâlindedir.

Peki ya hastalık ortaya çıktığında ne olur? Doğal titreşimin kendisine yabancı titreşimlerle kendisini uyumlaştıramamasıdır. Doğal titreşimde başkalaşma olarak. O zaman müzik bizim “sesimizi”, varlık tonumuzu onarabilmek için bize yardımcı olabilir.

Özet olarak müzik bizi neden etkiliyor? Çünkü müzikte, sesin enerjisi titreşim; fiziksel, enerjitik, psikolojik ve zihin bedenlerimiz ile birbirini etkiler, yani titreşimler ve frekans benzerliği yoluyla etkileşim gerçekleşir.

İnsanın her bedeninin kendi doğal rezonans frekansı var, hastalık, doğal frekansımızın titreşim yoluyla uyumsuzluğu ya da başkalaşımıdır, bedenlerimizin doğal titreşimine yabancı olan titreşimler müzik yoluyla frekans vasıtasıyla onu yeniden inşa etmeye yardımcı olabilir. Bu, dinleyici ya da müzik ile ilgilenen biri olalım, müzik ile iş birliğimizin neden devam ettiğini, ondan yararlanabileceğimizi, bizi yatıştıracağını hatta bizi iyileştirebileceğinin sebebidir.”[1]

Bağışıklığı korumak ve güçlendirmek için sağlıklı beslenmenin önemini günümüzde hepimiz biliyoruz. Evet, fizik bedenimiz ve enerjimizi artırmak için sağlıklı yemekler yemek bir gerekliliktir. Peki ya duygularımız yok mu? Ve zihnimizin sağlığı için neler yapabiliriz?

Covid-19 salgınından dolayı insanların birçoğu korku ve endişenin yön verdiği bir hayat yaşamaya başlamış durumda. Diyebilirim ki korku ve endişenin nasıl insanı hasta edebilecek gücü varsa, tedbir almak da o kadar gereklidir.

Duyu organlarımız ile elde ettiğimiz her veri bir besindir, gördüğümüz şeyler, okuduklarımız, temas ettiklerimiz ve duyduklarımız üzerimizde oldukça etkili besinlerdir. Nasıl sağlıklı besinler almaya çalışıyorsak, diğer duyu organlarımızla da neden sağlıklı ve seçerek beslenmeyelim ki? Tüm duyu organlarımızla aldığımız besinler bünyemizi ve dolayısıyla bağışıklığımızı etkiler. Nereye bakıyoruz? Nasıl düşünüyor ve nasıl hissediyoruz? Neler dinliyoruz?

İnsanoğlunun varoluşundan beri evrensel olanı tasvir etmek amacıyla temas ettiği Güzellik Arketipinin bu dünyadaki formu olarak  “Sanat”, farkında olalım ya da olmayalım, bizim en ihtiyaç duyduğumuz besinlerden. Sanatla arınmak, enerji dolmak, dinginleşmek mümkün. İçinde estetik, güzellik olan ve insana naiflik, yumuşaklık ve bazen de pozitif bir coşku veren her şey bir sanata dönüşme potansiyaline sahip.

Zihin ve duygular korku, endişe, kaygı durumları yaratabilirler. Bu olumsuz duygular ve düşünceler silsilesi, tüm hormon sisteminin dengesini bozarak domino taşı etkisi gibi strese neden olacak, sonra yaşam enerjisinin düşmesini sağlayacak, bu da bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olacaktır.

Bilimsel araştırmalar, kaliteli müzik dinlemenin stres hormonu olarak bilinen kortizol salınımını düşürdüğünü kanıtlamıştır. Sussex University ve Leipzeig Max Planck Enstitüsü’nden araştırmacılar; müziğin hastanede yatan hastalar üzerindeki etkisine dair çalışmalarda müziğin insanların iyileştirilmesi için nasıl kullanılabileceği gösterilmiştir. Bu araştırmanın sonuçlarına göre müziğin bağışıklığı artırarak iyileşmeyi hızlandırdığını göstermiştir. Antik Çağlarda da, Bergama’da bulunan Pergamon Antik Kenti’nde bulunan Aesculape Mabedin’de ve birçok antik kentte müzik ile tedavi yapılan alanlar bulunurdu.

Yapılan bir araştırmada 300 kişi teste tabi tutulmuş ve kişilere 50 dakika boyunca mutlu ve neşeli bir dans müziği dinletilmiştir. Araştırmanın sonunda müzik dinletilen deneklerde bağışıklık sisteminin ilk savunma hattı olan antikor immunoglobin A seviyelerinin yükseldiği ve stres hormonu olan kortizol seviyelerinin kontrol grubundakilere oranla ciddi derecede azaldığı görülmüştür.

Bilim, müziğin sağlığımız üzerine etkisini gözler önüne seriyor. Müzik her ne kadar ses fiziği açısından somutsa da sezgisel ve henüz bilimin test edemediği birçok açıdan da soyut ve insanın psişesi üzerine oldukça etkili olan bir sanattır.

Sağlıklı günler dilerim.

Yonca ALPAY

 

[1] Sebastian Perez, Günlük Yaşam İçin Müzik Terapisi Uygulamaları, 2010

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir