NICHOLAS APPERT VE KONSERVENİN İCADI

Bugün hayatlarımızda gıdalara rahat ulaşabildiğimiz ve marketlerde birçok çeşit yiyeceği bir arada bulduğumuz için ne kadar şanslıyız, hiç düşündünüz mü? Raflara elimizi uzatarak, kolaylıkla aldığımız bu ürünlere güvenle ulaşmak aslında nice özverili çalışmalar ve araştırmalar sayesinde mümkün oldu. İşte bu özverili buluşlardan biri de konservedir ve Nicholas Appert isimli bir mucit tarafından geliştirilmiştir.

1749 yılında, Fransa’da on bir çocuklu bir ailede dünyaya gelen Appert; ailesinin hancı olması sebebiyle, küçük yaşlarda çalışma hayatına başladı. Yetişkin çağa geldiğinde önce kardeşi ile birlikte bira imalathanesi kurdu. Daha sonra bir asilzadenin yanında 13 yıl aşçılık yaptı. Ardından Paris’te şekerleme atölyesi açtı. 1789 Fransız Devrimi’nin başladığı dönemlerde, alt sınıfın sözcüsü olarak aktif rol aldı ve önemli mücadeleler vererek devrimi destekledi.

On sekizinci yüzyılın sonlarına doğru, Fransız orduları Napolyon Bonapart önderliğinde tüm Avrupa’ya yayılmıştı. Ancak uzak ülkelere yapılan seferler ve yıllarca süren savaşlar, pek çok sorunla birlikte ordunun beslenme sıkıntısını da gündeme getirmişti. Yiyeceklerin uzun mesafelerde taşınması, bozulmaları nedeniyle ciddi sorun oluşturuyordu. O dönemde bilinen gıda koruma teknikleri, her durumda uygulanabilir değildi; çünkü gıdaların lezzetini, dokusunu değiştiriyor ve çoğu zaman vitamin kayıplarına sebep oluyordu. Dolayısıyla sağlıklı bir diyete ihtiyaç duyan gezginler ve askerler için yeterli çözüm sağlanamıyordu. Gemiciler iyi beslenemediklerinden iskorbüt hastalığına yakalanıyor; askerler ise zamanlarını savaşmaktan çok, yiyecek bulmakla harcıyorlardı. Napolyon, “Bir ordu midesi üzerinde yürür” sözüyle, yeni fetihler için beslenmenin önemini vurgulamış ve 1795 ‘de Fransız hükümeti tarafından bu konuda bir yarışma düzenlenmişti. Askerleri besleyecek, büyük miktarlarda gıdayı korumak için, ucuz ve etkili bir yöntem geliştirecek herhangi bir mucide, 12.000 frank ödül verilmesi kararlaştırıldı. Bunun üzerine Appert, o güne kadarki iş deneyimlerinden faydalanarak; bu yöntemin bulunması için 14 yıllık bir arayış içine girdi ve neredeyse tüm hayatını ve servetini bu yöntemin geliştirilmesine harcadı.

O zamanlar kimya az bilinen bir bilimdi ve mikrobiyoloji hakkında neredeyse hiç bilgi yoktu. Bir sanayici olan Appert’in yolu ampirikti ve deneylerini ısı ilkesine dayandırdı; fakat referans alabileceği herhangi bir kaynak bulunmuyordu. Ona göre ısının etkisi, bitki ve hayvan materyalinde doğal olarak bulunup, onları bozan maddeleri yok edebilir veya etkisini azaltabildi. Bu amaçla, besinleri önceden kaynatıl­mış şişelere koyarak, ağzını hava almaması için mantarla sıkıştırdı. Ayrıca üzerlerini eritilmiş mumla kaplayıp tellerle sağlamlaştırıyordu. Daha sonra da şişeleri kaynar suda benmari yöntemiyle ısıtarak besinleri uzun süreler saklamayı başardı.

1803 yılında Appert, ürünlerini ilk defa denizde denenmesi için Fransız donanmasına gönderdi. Ancak buradan olumlu görüşler gelmesine rağmen, hükümetten herhangi bir sonuç alamadı. Tüm zorluklara karşı pes etmeyen Appert, uzun yıllar bu yöntemi farklı besin grupları üzerinde çalışarak geliştirdi ve endüstriyel ölçekte üretebilmek için, 1804 yılında Massy kasabasında büyük bir imalathane kurdu. La Maison Appert” (Appert Evi) olarak anılan bu işletme, dünyadaki ilk gıda şişeleme ve konserve fabrikası oldu. Ürünleri Fransa’da ve yurtdışında satıldı; fakat başarılarına rağmen, yüksek maliyetler nedeniyle 1806 yılında iflas etti.

Mücadelesinden asla vazgeçmeyen Appert, şişelenmiş gıda maddeleri için hâlâ resmi bir tanınma arıyordu. 1809 yılında, Fransa’da sanayileşmenin gelişimine adanmış bir enstitüye (SEIN) yazarak çalışmalarını anlattı. Buradaki incelemelerin olumlu sonuçlanmasıyla, İçişleri bakanlığına başvurdu ve yöntemini yayınlaması şartıyla, yıllar sonra hükümetin ödülüne layık görüldü. Bakan ona iki seçenek sunmuştu: Sürecin patent ve telif haklarını alabilir, belki de zengin bir iş adamı olarak hayatına devam edebilirdi. Ama o kendince daha saygın olanı tercih ederek; mevcut para ödülü ile yetindi ve bulgularını insanlık yararına yayınlamayı kabul etti. Böylelikle 1810 yılında “Her Türlü Hayvansal ve Bitkisel Maddeyi Birkaç Yıl Koruma Sanatı” isimli kitabını yayınlayarak, çalışmalarını tüm insanlık ile paylaştı.

Appert aldığı ödülü, Massy’deki konserve fabrikasını yeniden finanse etmek için kullandı. Ancak 1814 -1815 yıllarında Napolyon’un yenilgisi nedeniyle, fabrikası İngiliz ve Alman askerleri tarafından ele geçirilip yok edildi. Paris’e sığınan Appert, bir süre daha hükümetten aldığı teşviklerle üretim yapmaya devam etti. Fakat daha sonra, hakkında birçok övgü dolu söz yazılmasına rağmen, değişen hükümetten talep ettiği maddi yardımları alamadı ve 1841 yılında yoksulluk içinde öldü.

Bazı uzmanlar, Appert’in süreci gerçekten icat etmediğini ve ev çalışanlarının bunu zaten yapıyor olduklarını düşündüler; ama Appert’in yadsınamaz yeteneği, işlemi endüstriyel ölçekte, kesin ve güvenilir bir yöntem hâline getirmesiydi. Bu yüzden de konservenin kurucu babası olarak kabul edilir ve tekniği “Appertization” ismi ile anılır. Konservenin icadı, gıda bilimi ve teknolojisi tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır; çünkü bu sayede gıda üretiminde sanayileşme başlamış, teknik dünyaya yayılarak yeni fabrikalar kurulmuş, daha hijyenik ve besleyici olan gıdaya ulaşabilirliğimiz artmış ve tüketim alışkanlıklarımız derinden değişmiştir. Appert’in çalışmaları, aynı zamanda mikrobiyoloji, ısı transferi, mekanik sanatlar gibi birçok bilim alanının gelişmesine de ışık tutmuştur.

Kendisi ve hayat boyu fedakârlıkları için son bir sözle kapatalım: Le Moniteur gazetesinde bir zamanlar hakkında yazıldığı gibi; Hayırseverlerin en yeteneklisine oybirliğiyle minnettarız…”

Funda BAYKARA

Kaynaklar:

GARCIA, Rebeca; ADRIAN, Jean. Nicolas Appert: Inventor and manufacturer. Food Reviews International, 2009, 25.2: 115-125.

Food Preservation: History of Canning | Vintage Documentary | ca. 1957/ https://biography.yourdictionary.com/nicolas-appert

https://t24.com.tr/yazarlar/irfan-yalin/konserve-icat-olmasaydi-amerika-olmazdi,23113

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir